Skip to main content

Biraz Bilim: “İyi Gelir”

Ağustos 1999’da, Amasra’da Fatih’in “Lala! Lala! Çeşm-i Cihan bura m’ola?” dediği yer olarak rivayet edilen tepeden seyretmiş, filmini ve fotoğraflarını çekmiştim. O zaman tam tutulmayı görebilmiştik. Her 18 ayda bir tutulsa da pek çok insana yaşamı boyunca bir kere görmek bile nasip olmayabiliyor. Yedi yıl önce tam, şimdi de kısmi tutulmayı gördük. Kendi adıma sevindiğim […]

Devamını Oku

Picasso Komünistmiş!

(Bu Kış Komünizm Değil Komünist Geldi) Geçen hafta Zonguldak’taki sergilerden bahsetmiş ve yazının sonunda “… Picasso’nun (Türkçede Pikasso okunur, doğumu 1881, ölümü 1973) resimlerini görmek için İstanbul’a gidenler, Zonguldak’taki sergileri gezdiler mi acaba?” demiştim. Cevap beklemeye gerek yok tabii ki büyük çoğunluğu gezmedi. Bu bir önyargı değil; gezmediklerini biliyorum. “Onlar resim sanatına, hatta genel olarak […]

Devamını Oku

Picasso Zonguldak’ta (Olsaydı)!

Biliyorum bu gün nevruz. Gece ile gündüzün eşit olduğu gün. Baharın geldiğinin, hiç şaşmayan doğal işareti. Son cemre düşeli iki haftayı geçti. Önce hava ısındı, ardından su, sonra toprak. Ağaçların damarlarına su yürüdü. Çoğu çiçeğe durdu bile. Zonguldak’ta Mart ayının ilk günleri, bahar coşkusuna paralel sanat etkinliklerine sahne oldu. Şubat’ı Utku Güven’in “Manâ-ı Dem” siyah […]

Devamını Oku

Zonguldak’ta Kent Yapılanması ve Mimari

Fransızlar’dan kalma birkaç eski binayı saymazsak Zonguldak’a özgü bir yapı tarzı olduğunu söylemek, kanımca pek müdür değildir. Son zamanlarda Fener mahallesinde özgün mimarisiyle ayrıcalıklı bir semt oluşuyor. Çarşıda özelliği olan binalar da ya yıkılıp yerine işhanı yapılıyor ya da üzerine ucube ilave katlar çıkılarak, güzel görünümlü binalar birer çirkinlik örneğine dönüştürülüyor. Gelecek kuşaklar adına, gördüklerimi, […]

Devamını Oku

Yazdıklarımız middiye alınıyor…

Hayır başlık yanlış yazılmadı. Ciddiye alınsaydı “ciddiye alınıyor” derdim. Yazdıklarım ciddiye değil “middiye” alınıyor. Nitekim dikkatli okurlarım, iki hafta önce yazdığım, üniversitenin iki giriş kapısı arasındaki (üst Kozlu yolunda) yaya kaldırımı konusunu hatırlarlar. Ancak bu kaldırım, yaya kaldırımı denecek durumda olmadığı için bundan sonra ona “yaya kaldırımı” değil “maya maldırımı” diyeceğim. O yazıdan sonra olumlu […]

Devamını Oku

TrabZONguldak

Çalışarak, emek sarfederek edinilmemiş hiç bir sıfat, hiç bir ünvan benim için bir manâ ifade etmez. Zonguldaklı olmak, Trabzonlu olmak, Çinli olmak ya da Gambiyalı olmak gibi söylemlerin aslında pek bir anlamı yoktur. Onları şu an anlamlı kılan dünyadaki mevcut siyasal düzendir. Bütün insanların kardeş olduğu düşüncesini, doğduğu andan itibaren çocuklara anlatmaya başlayan bir eğitim […]

Devamını Oku

Ereğli TSO Kandilli’ye Üniversite mi Açacak?

Zaman zaman yerel televizyon haberlerini gönülsüzce dinlediğimi söyleyebilirim. Çünkü haber diye ya yerel yöneticilerin uzun ve genellikle içi boş konuşmaları ya da reklam veren tüccarların, eşraftan birilerinin, başka birilerine dayılanma tarzında konuşmaları verilir. Bu şahıslar da çoğu zaman ya boş konuşur, ya bilmeden konuşur. Hikmetinden sual olunmaz mübarekler, bütün bilgilerle mücehhez olarak gökten zembille inmiş […]

Devamını Oku

Etik mi, T-etik mi?

Gazetenin basılıp elinize ulaştığı gün 14 Şubat olacak. Yani “sevgililer günü”. Her şeyimiz gibi o da ithal. Aslı (orijinali), “Valentine’s day”. Bu tür günlere muhalefetimden dolayı, yazmayı da destekçilerine bırakalım. Çok çalışan çok para kazanır mı? Cevap: “Hayır.” Öyle olsaydı günde oniki saat çalışan yorgancılar, terziler, ayakkabı boyacıları, simitçiler hep zengin olurdu. Oysa çoğu karın […]

Devamını Oku

Narayama Türküsü ve TTK

Japon yönetmen Shohei İmamura’nın, senaryosunu Shichirô Fukazawa ile beraber yazıp yönettiği, 1982 yapımı bir Japon filmi; Narayama Türküsü. Film 1983 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülünü almıştır. Yönetmeni, 1997’de başka bir filmiyle de (Yılan Balığı) Cannes’de ikinci kez ödül almış olup, bu özelliğe sahip dört yönetmenden biridir. Yıllar önce Ankara’da bir sinemada seyrettiğim bu filmin […]

Devamını Oku

Meslek Odaları ve Sivil Toplum

Meslek Odaları özel kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdırlar. Ancak yönetimleri tamamen üyelerinin oyları ile belirlendiği ve hiçbir şekilde devlet müdahelesi olmadığı için aynı zamanda birer sivil toplum örgütüdürler. Sivil Toplum Örgütü içindeki “sivil” kelimesi bizde genellikle “asker olmayan” gibi anlaşılmaktadır ancak bu kelimenin aslı “uygar” anlamındadır. Yani bu örgütler gelinen noktada, insan uygarlığının […]

Devamını Oku