Skip to main content

AKP Sabiti = 0,027

Bilimde bazı sabit sayılar vardır ve bu sayılara, o alanda ilk önemli çalışmaları yapmış insanların isimlerinin verilmesi bir gelenek olmuştur. Örneğin Einstein sabiti, Stefan-Boltzmann sabiti, Maxwell sabiti gibi. Son günlerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) yaşanan bir olaydan sonra Hülya Avşar sabiti diye bir terim ortaya çıktı. ABD’de, alanında tanınmış bir profesör, konferans vermek üzere İTÜ’ye davet edilmiş. Konferansa dinleyici olarak 4 öğrenci katılmış. Aynı üniversitede, aynı saatte başka bir salonda Hülya Avşar’ın konferansı varmış ve 600 öğrenci izlemiş. Bunun üzerine 4/600 = 0,0066666 diye Hülya Avşar sabiti ortaya atıldı. Bu olay, bilim çevrelerinde, üniversite gençliğinin içinde bulunduğu durum hakkında epey tartışma yarattı. Sonra Celal Tüzün bu sabitin 600/4=150 olması gerektiğini söyledi ki ben de ona katılıyorum (Cumhuriyet Bilim Teknoloji, 26 Mayıs 2006, Sayı: 1001, sayfa: 21). Ünlü bilim adamının konferansına ilginin azlığı üzerine İTÜ’den Prof. A. M. Celal Şengör, derhal istifasını sunmuş; ancak rektör geri alması için ikna etmiş. Bu istifa girişimi olmasaydı, hiç kimsenin duymayacağı kesin olan ve üniversitelerde hemen her zaman yaşanan bir durum.

AKP Sabiti = 0,027
“Artık babamın da bir işi olacak”, bu cümle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) reklâm afişinden. AKP, Zonguldak’ın her yanını kaplayan ilanlarında, “TTK ya işçi alarak sözümüzü tutuyoruz” diyor. (Afişteki yazım hatası, düzeltilmeden aynen alınmıştır.) Gazetedeki baskıda anlaşılmayabilir ama asıllarına dikkatle bakıldığında, afişlerin altında daha önce Demokratik Sol Parti’nin (DSP) afişlerinin bulunduğu görülebiliyor. Ak güvercinin üstüne, partilerine Ak Parti diyenlerin afişi. Belki de Ak Parti demek; adalet ve kalkınmayı sağlamaktan daha kolay olduğu için öyle diyorlardır. Afişin üstünde yüzü kömür karası bir maden işçisi ve tüm masumiyeti ile bir çocuk yüzü. Afişin usta işi olduğu belli… Ancak nasıl çeşit çeşit yemeğin sergilendiği lokanta vitrinleri karın doyurmuyorsa, güzel afişler de iş bulmaya yetmiyor. Afişte, AKP’nin ampulünden çıkan ışınlar birer bıçak gibi işçinin gırtlağına dayanmış. Ne kadar gerçekçi değil mi? Çocuklar, daha önce Erbakan başkanlığındaki Refah Partisi’nin seçim afişlerinde kullanılmıştı. Şimdi de Erbakan’ın o partisinden ayrılıp, ABD’yi ziyaret ettikten sonra iktidar olan AKP’liler tarafından kullanılıyor. ABD’de toplumu tanıma kurslarına mı gidiyor acaba bu siyasiler! İzleyenler hatırlar: Kurtlar Vadisi – Irak filminde, ABD’li baş katil, kendine pusu kuran Polat Alemdar’ın oyununu bozmak için çocukları kullanıyor ve “siz Türklerin en zayıf yönü: Çocuklar” gibi bir cümle sarfediyordu. Yoksa bu afiş de “Made in USA” mı? (Made in USA, ABD Malı demektir.)

Yine dikkatle bakıldığında “TTK ya işçi alarak” kelimeleri küçük puntolarla “sözümüzü tutuyoruz” ise büyük puntolarla yazılmış. Yani vurgulanan işçi almak değil, sözünü tutuyor olmaktır. Tersinden yorumlarsak, söz vermiş bulunduk, mecbur kaldık der gibiler… Üstte ne yazıyor: “Artık babamın da bir işi olacak”. Kaç kişi alınacak 1120. Kaç kişi başvurdu: 41446. Kaç kişi açıkta kalacak: 40326. Aslında başlığın “Babam yine işsiz olacak!” olması gerekmez mi? Tabii ki, çoğunluğu temsil etmediği gibi çoğunluğun sesine kulak tıkayan hükümetten bunu beklemek anlamsız. Biz de sesimizi duyurmak için işe alınacak kişi sayısını, başvuran işsiz sayısına bölerek bir sabit bulduk: 1120/41446 = 0,027 ve buna AKP Sabiti diyoruz.

Peki! Bu sabitlerin bir anlamı var mı? Evet var. Örneğin Einstein sabiti olarak adlandırılan “c” ışığın boşlukta yayılma hızını ifade eder ve değeri yaklaşık 300000 km/saniye’dir (saniyede 300 bin kilometre). Hülya Avşar sabiti (HAS) 150 olup anlamı; üniversite topluluğunun popüler kültür ilgisinin, bilimsel kültüre göre ilgi düzeyini göstermektedir. Ya AKP Sabiti (AKPS)? O da sanırım AKP’nin gerçekte temsil ettiği toplum kesimini belirtmektedir. AKP Sabiti=0,027. Yani yüzde 2,7 ya da binde 27. Sadece başbakanın işçi alınacak diye söz verdiği tarihten buyana zorla emekli edilenlerin sayısının, şimdi alınacağı söylenen işçi sayısından daha fazla olduğu göz önüne alınırsa, yapılan şey sözün tutulması değil; olsa olsa göz boyama veya seçim aldatmacası olabilir.

Her şeye karşın işe alınacak 1120 kişi, aydınlık geleceğini karanlık yeraltına girmekte görüyor. Üstelik, birlikte çalışacağı işçilerin yarısı kadar ücret almayı kabul ederek… Zaten yıllardır yapılmak istenen de bu değil miydi: İşçi ücretlerini düşürmek! Afişte “artık babamın da bir işi olacak” diyen çocuk, babasının yarı ücretle, yerin kaç yüz metre altında çalıştırılacağını biliyor mu acaba? Ya da sendikacılar, toplu sözleşme hükümlerine aykırı olarak imza attıkları bu yarı ücret belgesi hakkında kamuoyuna bir açıklamada bulundular mı? (Fotoğraf: M. Eyriboyun)

NOT
Bu yazı, 30 Mayıs 2006’da Zonguldak’ta çıkan yerel Halkın Sesi gazetesinde yayınlanmıştır.