Skip to main content

Zonguldak’ta Kent Yapılanması ve Mimari

Fransızlar’dan kalma birkaç eski binayı saymazsak Zonguldak’a özgü bir yapı tarzı olduğunu söylemek, kanımca pek müdür değildir. Son zamanlarda Fener mahallesinde özgün mimarisiyle ayrıcalıklı bir semt oluşuyor. Çarşıda özelliği olan binalar da ya yıkılıp yerine işhanı yapılıyor ya da üzerine ucube ilave katlar çıkılarak, güzel görünümlü binalar birer çirkinlik örneğine dönüştürülüyor. Gelecek kuşaklar adına, gördüklerimi, hissettiklerimi yazma sorumluluğum olduğunu düşünüyorum.

Zonguldak’tan Kozlu’ya doğru giden sahil yolunun iç tarafındaki TTK’ya ait lavuardan atıkları denize döken bantlar söküldükten sonra, bir karşılaşmamızda o zamanki Belediye Başkanı İsmail Eşref’e “hazır orası açılmışken Kozlu’ya kadar yaya ve bisiklet yolu yapılsa” demiştim. Kendileri de “yapacağız” demişti. Sonra ne mi oldu? Sahil tarafına önce küçük bir kulübe şeklinde kokoreççi açıldı. Sonra genişledi. Sonra gene genişledi. Sonra gene genişledi. Sonra gene genişledi. Hayır hayır plak takılmadı… Bilmem kaç kere genişletildi o kulübe. Sonra otopark ihtiyacı hasıl oldu. Yer hazırdı: Yolun karşısında, sökülen bandın yeri… Sonra ne oldu? Kokoreççiye gelen gidenin arabası, başta bira ve diğer ticari servis araçları yolun bir şeridini tıkamaya başladı. Büfelerin! Yaya kaldırımını işgali de cabası. Müşteriler karşıdan karşıya geçerken can güvenliklerini tehlikeye atmaya başladı. Neyse ki müşterilerin yaş ortalaması genç olduğu için (tazı gibi!) koşarak geçiyorlar… Sonra bir gün bir liseli genç kız (Özlem ÇAVUR) ölümle burun buruna gelince (Haziran 2004) ortada bir hata olduğu anlaşılır gibi oldu, yolda eylem yapıldı… Sonra Özlem adına kampanyalar düzenlendi.

Radyo Zonguldak haber arşivinden 17.12.2005 tarihli “Özlem İçin El Ele” kampanyası hakkındaki haberi aynen veriyorum: “Özlem İçin El Ele kampanyası çerçevesinde düzenlenen yardım gecesinde duygusal anlar yaşandı. Yaklaşık iki aydır süren yardım kampanyasına 30 bin YTL’nin toplandığı kaydedildi. Geceye, Zonguldak Vali Yardımcısı Ali Osman İşsen, Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca, Alay Komutanı Albay Ünal Ayvazoğlu, İl Emniyet Müdürü Atilla Çınar, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Harun Melemez, Özlem’in okul arkadaşları ve davetliler katıldı.”

Kampanyalara destek verenler, o kokoreççilerin açılması konusunda ne düşünüyorlar, hadi açıldı diyelim yaya geçidi ve trafik ışıkları yapılmayışı (halâ yapılmamıştır) hakkında ne düşünüyorlar? Sıradan bir insanın kampanyalara maddi ve manevi destek vermek dışında elinden bir şey gelmeyebilir. Peki ya yetkililere ne demeli! Vali Yardımcısı orada, Belediye Başkanı orada, Alay Komutanı orada, Emniyet Müdürü orada… Sonuç: Gene aynı tehlike, aynı yerde olduğu gibi duruyor. Sadece orta refüje bir yaya kanalı açılmış o kadar. Yaya geçidi olduğuna dair yolda çizgi yok. Sürücüleri bir yaya geçidine yaklaştığına dair uyaran bir levha yok. Yayaların düğmeye basıp trafiği durdurabileceği ışıklı bir sistemi yok. Sadece bir kampanya gecesinde yaşanan “duygusal anlar” var.

Başta önceki Belediye Başkanı İsmail Eşref olmak üzere bu şehrin peyzaj mimarları, mimarları, çevrecileri, şehir plancıları ve Zonguldak’ta yaşayan herkes o kazadan sorumludur. Bu çarpık kentleşmeye meslek etiği gereği öncelikle karşı çıkması gereken kurumlar neler yapıyor dersiniz…

Bir dostum haber vermese kaçırmış olacaktım: 10 Mart 2006 tarihli Değişim Medya Grubu internet sayfalarında bir haber yayınlanmış. Baş kısmını aynen veriyorum: “Türkiye Mimarlar Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Turhan Demirtaş ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen ve Zonguldak Belediye Başkanı Secaatin Gonca’ya teşekkür plaketi verdi.” (Bildiğim kadarıyla Zonguldak’ta Mimarlar Odası Şubesi değil, temsilciliği var. Ayrıca meslek odası isimlerinin başında Türkiye kelimesi yoktur. Doğrusu Mimarlar odası Zonguldak Temsilcisi … olmalıydı.)

Başlığı okuyunca acaba kaçırdığım başka şeyler mi var diye düşündüm… Çünkü Zonguldak’ta mimari adına yeni bir gelişme bilmiyorumdum. Bildiklerim ve gördüklerim ise bırakın plâket vermeyi, aksine tavır sergilemeyi gerektiren şeyler diye düşünüyorum. Özellikle Belediye anlamında… Özellikle son birkaç yıldır Sendika, Site ile İncivez Mahalleleri arakesit bölgesinde konut ve işyeri inşaatları için verilen ruhsatların tartışılması gerekiyor. Bu bölge, akıldan, bilimden, planlamadan, gelecek projeksiyonundan uzak bir şekilde yapılaşmaktadır. Otoparkı olmayan, zaten dar olan yollarının iki taraflı otopark haline gelmiş, çocukların okullarına yürüyebileceği kesintisiz devam eden doğru dürüst yaya kaldırımı bile olmayan sözüm ona lüks dairelerin yapıldığı bir alan haline geldi. Bunun bir sorumlusu açgöz yap-satçılar ise asıl sorumlusu onlara ruhsat veren Belediye’dir. Burada, on-onbeş yıl sonranın yoksul ve berduş mahallesi yaratılıyor. O gün geldiğinde, başta üniversite öğrencileri olmak üzere buradaki herkesin asıl sorunu güvenlik olacaktır. Şimdiden bunun belirtileri görülmektedir.

Haberin devamı (kısaltılarak) şöyle: “Aynı zamanda CHP’li meclis üyesi olan Demirtaş ve beraberindeki mimarlar daha sonra AK Parti’li Belediye Başkanı Secaattin Gonca’yı makamında ziyaret etti. Başkan Gonca, belediye meclis toplantılarında sürekli eleştirilip muhalefet etmesinden yakındığı meclis üyesi Demirtaş’tan teşekkür plaketi almanın da mutluluğunu yaşadı.
Demirtaş, “Kentimizdeki çarpık yapılaşma ve yakışmayan imar planları nedeniyle hepimiz zorluklar yaşıyoruz. Öğrendiğimiz kadarıyla Zonguldak’ta göç olması nedeniyle bundan sonraki 10 yıl boyunca konut sorunu olmayacak ve bunu fırsat bilerek, kentimizi mimari yapısına kavuşturmak istiyoruz. Bu bağlamda Başkan Gonca, kentin yapılanmasını bizimle birlikte yapacağına dair söz verdi. Şehrin mimarisini çağdaş hale dönüştürmek istemimize destek vermesi ve bize bu konuda güvenmesi amacıyla teşekkür plaketini verme kararı aldık” diye konuştu.”

TrabZonguldak yazımda, yaratıcı düşüncenin Zonguldak gibi kozmopolit kentlerde daha hızlı gelişeceğini yazmıştım. Bundan güzel örnek zor bulunur. Plâket vermek için yoktan yere sebep bulanlar, ilerde daha neler bulmazlar kim bilir! Hele şu açık otopark ihalesi yapılsın, hele şu lavuar bir yıkılsın, yeri açılsın… Hep birlikte göreceğiz.

Bu haftaki yazımda, son iki hafta içinde şehrimizdeki kitap kapakları, fotoğraf, resim ve yontu sergilerinden bahsetmeyi düşünüyordum… Onları da haftaya yazmak üzere şimdilik Tıp Bayramı nedeniyle, TIP! Deyip susuyorum.

Zonguldak’ta Kent Yapılanması ve Mimari

Zonguldak’ta Kent Yapılanması ve Mimari Zonguldak’ta Kent Yapılanması ve Mimari


Fotoğraflarda dünyaya, Zonguldak’tan çanak açmış (Çanaklı-Kale vapuru), çıkmaz köprülü, pencere dibine dayamalı, samimi mimari örneklerini görüyorsunuz. İnsanlığa o kadar hizmetimiz olsun değil mi ya! (Fotoğraflar: M. Eyriboyun.)

NOT
Bu yazı, 14 Mart 2006’da Zonguldak’ta çıkan yerel Halkın Sesi gazetesinde yayınlanmıştır.